Değerli Üyeler, Asistan Arkadaşlarım,

Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kliniği'nin kurucusu Prof Dr Hülya Aydın Hocamız görev yapmakta olduğu İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD’dan emekli oldu. Sayın Aydın gerek Şişli Etfal Hastanesi’nde gerek Çapa Tıp Fakültesi’nde plastik cerrahinin gelişmesi için gece gündüz çalıştı. Öğrencilerin, asistanların gerçek bir mentoru oldu. Hepimize yol açtı, yolumuzu aydınlattı. Şişli Etfal Hastanesi Plastik Cerrahi Kliniği Hülya Aydın Hocamızın 6 yıllık emeğinin ardından, Lütfi Baş Hocamızın da gayretleriyle  plastik cerrahi eğitiminde ve hastaya hizmetde Türkiye'nin referans kliniklerinden biri oldu.  Şişli Etfal Hastanesi Plastik Cerrahi Kliniği yıllık ortalama 6000 ameliyat, 30 000 poliklinik sayısıyla büyüyerek yoluna devam etmektedir. 

Sayın Aydın'ın plastik cerrahi ile ilgili yazılmış 2 kitabı, çok sayıda uluslararası ve yurtiçi makalesi bulunmaktadır. 30 Temmuz 2015 tarihinde Çapa Tıp Fakültesi'nde düzenlenen emeklilik töreninde yetiştirdiği plastik cerrahların konuşmalarında ortak vurgu ise 'Çınarın Gölgesinde Yetişmek' idi.. 

Veb sayfamızda  Çapa Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi AD'dan uzman olmuş Sayın Burcu Çelet Özden'in, Sayın Aret Çerçi Özkan'ın Hülya Hocamıza hitaben yazdığı Emeklilik Töreninde okudukları yazı ve şiiri, ve de Hülya Hocamızın kendi yazdığı şiirini bulacaksınız.

Ekteki  videoda Çapa Tıp Fakültesi'nde 30 Temmuz 2015 tarihinde düzenlenmiş  törenden kareler yer almaktadır.

Yeni döneminde her şeyin gönlünce olmasını diliyoruz ve Hocamızın hep yanımızda olmasını arzu ediyoruz.. 

Saygılarımla 

Derya Özçelik 
Genel Sekreter 
TPRECD YK Adına

Videoyu izlemek için tıklayınız: https://www.youtube.com/watch?v=2PTE_j5GsvM

DOKTORUN HAYATI

Minicik ellerinde kalem tutarken
Sırtında ağır çanta yolda koşarken
Ateş gibi gözlerinle dersi dinlerken
Nasıl bir cevherdin bilemiyorum?

Yolun bilgi yoluydu hedefi uzun
Okudun çalıştın, hep uykusuzdun
Hafta sonlarını iple çekerdin
Nasıl olsa bir gün dinlenecektin.

Senin de herkes gibi düşlerin vardı
Gezmek, görmek, giymek, bilmek isterdin
Yolun istikbal yolu es geçemezdin
Nasıl olsa bir gün dinlenecektin.

Diploman elinde gözlerin doldu
Yıllarca kurduğun düş yoksa bu muydu?
Yaşamak zor, mutluluk hoş düşünüyordun
Bu yol henüz bitmedi, daha koş diyordun

Koşarken çok terledin, yoruldun fakat
Dosta zaman ayıramadın kalmadı takat
Ameliyat var hoca kızar der, erken giderdin
Heveslerin aklındaydı, ama onu hep ertelerdin

Tam yakalamışken yolun sonunu
Nasır tutmuş ellerin titrek ve yorgun
Bacaklarda ağrı var, yüzün de solgun
O gülücük dağıtan gözün de durgun

Dönüp baktın geriye, heey minik çocuk
Ne bonkörce harcadın, bak geçti 60 yılcık
Düşlediğin olmadı mı? Nedir bu soluk?
Dur koşma, yürü biraz, yaşamak böyle olmaz

Yıllar senin has servetin, ona da özen biraz
Sırtını koyduğunda sıcacık topraklara
Rahat ol, dinlen biraz, çık artık semalara
Yukardan hoş görünür, bak koştuğun yollara
Geride kalanlara nice mutlu yıllara

Prof Dr. Hülya Aydın

--

Sayın Hoca’larım, Sevgili Arkadaşlarım ve Kıymetli Hülya Hoca’m,

Bu tür törenlerde insanın kendi annesi, babası, birinci dereceden yakınları için konuşması tuhaf ve hatta ayıptır ya, aslında ben de böyle düşünerek Hülya Hoca’mın emeklilik töreninde kürsüye çıkmayı planlamamıştım….

Hem tuhaftır hem de zordur insanı yetiştiren, kendini bu derece yakın hissettiği biri hakkında konuşması; çünki anlatılacak güzel bir anı, bir kaç anekdottan çok daha fazlasıdır yaşananlar…. Siz büyürken şekillenen hayatınızdır, oluşumunuzdur, kişiliğinizin bir parçasıdır….O nedenle, belki de üzerinizde bu denli emeği, etkisi olan kişiler hakkında yapılacak bir konuşmadan çok, kendimize bakmak, şekillendirdiği kişi olarak bıraktığı mirası hakkıyla temsil etmeye çalışmaktır görevimiz….

Hülya Hoca’m, bir cerrah, bir kadın cerrah, hatta anne olmuş bir kadın cerrah olarak önümde her zaman model olmuştur. O, bir kadının hem cerrah, hem de iyi evlat yetiştirebilen bir anne olabileceğini, umutsuz anlarımda bana hatırlatan bir örnektir. Hayatın zorlukları karşısında zaman zaman “nasıl başedeceğim” diye paniğe kapıldığım anlarda, bana anlattığı, geçmişte bin beterini yaşayıp üstesinden geldiği zafer öyküleriyle “benimki de birşey miymiş?” dememe yol açan, aynı şekilde çok acayip bir başarı kazandığımı düşünüp acemi bir kibire kapıldığım anlarda da bunun zaten olması gereken doğal bir sonuç olduğunu söyleyerek hedeflerimi yükselten, bana güç veren, daha doğrusu içimdeki gücün farkına varmamı sağlayan bir mentor oldu Hülya Hoca’m….

En aktif, en verimli olduğu bir dönemde ayrılıyor olması, bizden sonrakilere büyük bir haksızlık… Kendimi tenzil ediyorum çünki eminim beraberliğimiz ömür boyu devam edecek, zira Hoca’mdan öğrenecek daha çok şeyim var… Kendisine , en az fakültede olduğu kadar aktif, mutlaka daha huzurlu ve sağlık dolu bir emeklilik hayatı diliyorum. Tüm emekleriniz için bir kez daha teşekkür ederim…

Burcu Çelet Özden

30.7. 2015

Hülya Hocam’a Hitaben…

Zor günü olur insanın,

Bastığın her adımda sıkı sıkı

Kendinden bile çok güvendiğin,

Toprak var ya dostum,

Ansızın kayar ayağının dibinden, görürsün.

Ve görürsün uçurumun dipsiz derinliğini sürüklendiğin.

Tutunacak dal ararsın, titreyen ellerini uzatıp dehşet içinde.

Ve fakat ellerinde kırılır o dalların bir çoğu

Kayarsın aşağıya şaşkınlığı içinde çaresizliğin.

Sonra bir mucizedir. İnan olur! Sırtın yaslanır

Bir ÇINAR’ın sağlam gövdesine,

Ve ilk kez bir nefes alırsın, yeniden doğmuşcasına

Bir Hülya’ya dönüşür kabusun,

Göğsündeki çarpıntı hala kalbini kopartırken senin

Bir ÇINAR’dır, kayan toprakta seni tutan

Ve sonra toprağı tutan, güçlü kökleriyle derin..

Aret Çerçi Özkan   

30.7. 2015