Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Figen Özgür, kanseri atlatan kadınların en büyük sorununun memesiz kalma psikolojisi olduğunu belirterek, memesi önceden alınmış veya alınacak olan tüm hastaların meme onarımı için olası aday olduğunu belirtti. İstanbul Boğaziçi Üniversitesi’nde dünya çapında kanser hastalığına karşı farkındalığı artırmanın yanısıra kanserle mücadele için fon sağlamayı amaçlayan “Relay For Life” etkinliği gerçekleştirildi.
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği, etkinlik çerçevesinde önce bir basın toplantısı ardından da “Kanser Sonrası Meme Onarımı” başlıklı bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında konuşan Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Figen Özgür, meme kanseri ile ilgili şunları söyledi:
“Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olup 85 yaşına ulaşan 8 kadından birinde meme kanseri gelişmektedir. Ama sevindirici olan bir konu var ki, günümüzde gelişen teknoloji ve bilinçlendirme çalışmaları sayesinde meme kanseri artık erken evrede yakalanmakta; bu nedenle sağ kalım oranları giderek artmakta. Memesi önceden alınmış veya alınacak olan tüm hastaların meme onarımı için olası adaydır. Ancak ameliyat bu hasta grubunun tümüne uygulanamıyor. Hastalığın evresi, hastanın genel sağlık durumu, beden yapısı, yaşam biçimi bu ameliyatın yapılmasında ve tekniğin seçilmesinde önemli rol oynuyor. Hastanın motivasyonu, ilk doktoru tarafından bilgilendirilmesi, kendisinin bu ameliyatı istemesi büyük önem taşıyor.”
Prof.Dr.Figen Özgür, meme kanseri tedavisinin sadece hasta organı vücuttan uzaklaştırıp, ilaç ve ışın tedavisi vermekle tamamlanmadığını, tedavide sadece Genel Cerrahi, Tıbbi Onkoloji ve Radyasyon Onkolojisi uzmanlarının değil Plastik cerrahlar, psikologlar, fizyoterapistler, diyetisyenler ile sosyal hizmet uzmanlarının da yer alması gerektiğini bildirdi.
Prof.Dr.Özgür, Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği olarak, toplum sağlığı anlamında son derece önem verdikleri çabalara her zaman destek olduklarını ve bu çalışmalarını sürdüreceklerini ifade etti.
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Sühan Ayhan da, bu durumdaki kadınların büyük bölümünün memelerinin tekrar yapılabileceğinden habersiz olduğunu kaydederek, böyle bir tedavi seçeneği bulunduğunun bütün hastalar tarafından bilinmesinin bir hasta hakkı olduğunu duyurdu.
Meme onarımı ameliyatının önünde duran diğer engellere de dikkat çeken Prof.Dr. Ayhan, hastaların ek cerrahi ve getireceği olumsuzluklardan ve olası onkolojik etkilerinden korktuğunu ifade etti.
Son zamanlarda Türkiye’de artan başarılı sonuçlar nedeniyle daha çok hekimin hastasına meme onarımını tavsiye ettiğini söyleyen Prof.Dr.Ayhan sözlerine şöyle devam etti:
“Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği olarak meme onarımında düzgün sonuçlar alınmaması halinde hastanın ikinci bir travma yaşayabileceği öngörüsüyle bunun mutlaka bu konuda uzmanlaşmış hekimler tarafından yapılması gerektiğini belirtiyoruz. Meme onarımı, mastektomi ile aynı aşamada ya da tedavi tamamlandıktan sonraki bir aşamada gerçekleştirilebilir. Memenin yeniden yapılabilmesi için iki yöntem var. Birincisi hastanın öz dokusu ile onarım, ikincisi de doku genişletici veya silikon protezler kullanılarak yapılan onarım.”
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Üyesi Doç. Dr. Burcu Çelet Özden de, kadınlarda memelerini kaybetme fikrinin pek çok sorunu da beraberinde getirdiğine değindi.
Meme kanseri ile yüzleşen kadınların memelerini kaybetme fikrine katlanamadığını ve bunun sonucunda psikolojik yönden şiddetli sorunlar yaşadıklarını belirten Doç.Dr.Burcu Çelet, bu sorunların çözümünde meme onarımının son derece başarılı sonuçlar verdiğini sözlerine ekledi.
KAYNAK